Adam Diyor ki...

Bir yerde yanlış yapıyoruz ama nerde?
...

Adam bana diyor ki;

Arkadaş, beni istediğin yerde protesto edebilirsin.
Dünyanın her yerinde bağırabilirsin aleyhimde.
Terorist diyebilirsin. Katil diyebilirsin.
Binlerce kişiyi toplayıp hakkımda küfürlü sloganlar atabilirsin.
Sana bu hakkı ben verdim zaten. Bağır. Rahatla. Bir şeyciğin kalmaz.
Ben işimi bitirdikten sonra bir iki haftaya unutmuş olursun.

Biliyorum, `seve seve` benim arabamı kullanacaksın.
Dişlerini benim ürettiğim macunla fırçalayacaksın. Fırça da benden, macunda.

Benim içeceğimi içeceksin. Coca cola içmezsen Fanta içeceksin. Fanta içmezsen Pepsi içeceksin.Onu da içmezsen benim fabrikalarımdan çıkan meyve suyumu alacaksın. Sağlığına düşkünsen organik de ürettim senin için.

Ne farkeder? Benim ilacımı kullanacaksın. Dişine de iyi gelecek başına da.
Öksürdün mü ilacın benden. Tıksırdın mı mendilin benden.

Okulda benim yazdıklarımı okuyacaksın. Kağıdı da benden, baskısı da benden.
Hani o bastığın sahte kitaplar var ya, basarken kulandığın makine de benden.

Tekstilde çok iyiyim mi diyorsun? İpliğin benden.
Fasoncusu olduğun marka benim. Nano teknoloji diye hava attığın kumaşın patenti bana ait.

Bayrağımı satın alıp kameralar önünde yakıyorsun ya, biliyor musun onun kumaşı nereden?

Kumaşı sen mi üretiyorsun artık? Makinesi nerden?
O makineyi de mi üretiyorsun? İçine koyduğun yakıtı benden.

Şu an etrafında gördüğün ve kullandığın tüm minik şeyler benden. Elbisendeki düğmeden, fermuarına, evinde kullandığın ampülünden prizine, mutfağındaki en basit cihazına kadar en iyileri ben üretiyorum ve sana sunuyorum.

Etrafındaki parlayan cihazlara bak. Onları parlatan “bor” madeni. Kullanmadığın yer yok gibi. O da benden. Aaa doğru, maden yatakları sende. Ama parlak hale benimle geliyor işte!

Bağır arkadaşım bağır! Rahatla. Hakkındır. Rahatla ki daha mutlu mutlu tüket.

Ev mi alacaksın? Kredin benden.
Maaşını çektiğin bankan benden. Cüzdanını şişirdiğin kartların benden.
Tüm sigortalarını ben sağladım sana, rahat rahat tüket diye.

Yurtdışına iş seyahatine gidiyorsun ya, uçaklarını ben yapıyorum.
“Very Important Person” olarak mı uçuyorsun? Sana o “hissi” de ben veriyorum.

Protestonu yap, evine git. Duşunu al.
Kullandığın sabun benim.
Kepek yapmayan, dolgun saçlarının sırrı şampunı benden aldın.
Şöyle güzelce traşını ol. Köpüğü bol bol sür. Cildin yumuşasın. Özgüvenin yükselir.
Beş bıçaklı, kaymak gibi yapan bıçağın benden.
“After Shave” kolonyanı kullanmayı unutma, benden...

Kendim eker kendim üretirim mi diyorsun? Tohumun en iyisi benden. Bahçende kullandığın ilaçlar da, gübrenin en iyisi de benden.

Bağır arkadaşım, rahatla. Sen bağırırken ben işimi yaparım. Ben bu günleri iki yüz yıldır planıyorum.
Senin plan yapmana gerek yok. İşin var, ekmeğini kazanıyorsun helalinden.

Akşam evine git, benim senin için ürettiğim incecik ekranlı televizyonunun başına geç.
Haberlerde beni izle. “Show”umu izle.
Bana say, söv. Rahatla.

Moralin mi bozuldu, değiştir kanalı. Senin rahatlaman için hazırladığım bir birinden güzel eğlence programları var. Dinlen biraz.
Haberleri ben sunarım sana. Bakma şimdi, bültenlerde hakkımda olumsuz konuştuklarına, senin rahatlamana yardımcı oluyorlar. İki haftaya yeni gündemlerle gelirim karşına.
Ne zannettin? Evde, ofiste, siyasette sporda konuştuğun gündemin benden.

Sen üretme, düşünme, planlama...
Fikrin de benden, zikrin de benden...

....

Diyor adam!

Yanlış yaptığımız yeri arıyorum...

.....

Selamlarımla,

Ahmet Ferruh ÖNCÜ