Efkar

Hüzün ve efkara tarihi olaylara bakış. Bu sayfada içimizi acıtan bizi üzen hadiselere dair konular yer almaktadır

Turkey Türkler'in mi? OKUMAYAN KALMASIN...

Kasım 1908...
Meşrutiyet ilan edileli üç ay olmuş.
İstanbul'da hareketli saatler.
Çünkü yeni bir banka kuruluyor.
Henüz Turkey devleti dünya literatüründe yok.
İstanbul'da National Bank of Turkey'in açılışı yapılıyor.
Bu ülkenin adını taşıyacak harfler önce bankanın tabelasına yazılıyor.
Açılımı ise "Türkiye Milli Bankası"...
Topraklarımızdaki petrolün işletilmesi görevi ise Turkish Petroleum Company'e ait.
Görüldüğü gibi onun adının başında da "TÜRK" var.
Osmanlı imparatorluk sınırları içinde tam yetkili.

İsviçre'nin karanlık yüzü. Heidi'nin ayağı niye çıplak?

Heidi, tüm dünyada sevilen bir çocuk kitabı. TRT'de de uzun yıllar çizgi dizisi yayınlandı. Peki hiç dikkat ettiniz mi, Heidi'nin ayakları neden hep çıplak? Evrensel Kültür dergisinin şubat sayısında Sevim Akyürek, Johanna Spyri'nin 53 yaşında yazdığı Heidi'nin ayakları ile ilgili bu sırrı ve İsviçre'nin karanlık yüzünü yazdı.

Düşmek üzere olan uçaktan tahliye fıkrası

Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki: Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin.
Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum,
atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!’

Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.
Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.’ diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:

Bal isteyen kuş porsuğu nasıl kullanır?

Uzun ve sert gagalı bir kuş türü yılın belli zamanında, belli miktarda bala ihtiyaç duyuyordu.

Koku alma yoluyla da balı nerede bulacağını çok iyi biliyordu. Kuş kendisinden beklenmeyecek kadar akıllıydı. İçinde NAVİGASYON cihazı taşır gibiydi! Hedefi bulduktan sonra geri çekiliyor ve plan yapıyordu!

Amaç BALI götürmekti! Ama kahramanlık yapmadan zafere ulaşmak istiyordu!

Arıların üstüne kendi gitmiyordu.
Bir çözüm için havada uçup saatlerce PARTNER arıyordu.
Aradığını çok geçmeden buldu.

Türklerin çektiği ceza...

“Türkler, benim halifemi bugün makamından ayırdılar. Bunun cezasını çok acı çekeceklerdir”
İmam-ı Rabbani hazretlerinin torunlarından, son devir İslam büyüklerinden Ebül Hasen Zeydi, 1974’de Hindistan’da basılan “Faruki Makamatı Ahyar” kitabında şunu anlatmaktadır: Babam, Peygamber Efendimizi rü’yada görmüş. Çok üzüntülü imiş. Üzüntülerinin sebebini sorduğunda da Efendimiz, “Türkler, benim halifemi bugün makamından ayırdılar. Bunun cezasını çok acı çekeceklerdir” buyurmuş…

Bana inandığınız için çok teşekkür ederim, öğretmenim

"Bana inandığınız için çok teşekkür ederim, öğretmenim."

Okulun ilk gününde, 5. sınıf öğretmeni Mediha hanım sınıfta öğrencilerine baktı, birçok öğretmen gibi çocuklara bir yalan söyledi ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi.

Ancak bu imkânsızdı, çünkü ön sırada oturduğu yerde bir yana kaykılmış, adı Mustafa Yılmaz olan bir erkek çocuk vardı.

Mediha öğretmen, bir yıl önce Mustafa yı izlemiş ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu, sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemlemiş, ilave olarak Mustafa tatsız olabiliyordu.

Okunası İbretlik bir Hikaye - Kuyruk Acısı

Okunası İbretlik bir Hikaye - Kuyruk Acısı...

Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış.
Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı (yılan bile olsa) yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış.

Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş; ''Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim'' demiş.
Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş.
Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve ''Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim!'' demiş.

Çocuk yetiştirmede bunu mu istiyorsunuz?

BUNU MU İSTİYORSUNUZ? (Okumadan Geçmeyin)
• Çocuğunuz;
– Varsın, bir çivi bile çakamasın…ama, dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama, matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama, fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün…ama, sınıfın birincisi olsun.
– Varsın,kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin…ama, öğretmenlerinin gözdesi olsun.

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları

Sene 2005 Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor;

"Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız.

Sonra onlara arabalarımızı satarız.

Sonra bankalarını satın alırız.
O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.

Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız.
Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

Kur’an’ı Tarihe Gömmek İsteyen Bakanın İbretlik Ölümü

“Rahmetli babam o zamanlar Konya’nın tek gazetesi olan “Babalık” gazetesinin başyazarı idi.Ondan işittiğim şu olayı aynen naklediyorum:

“Devrin ilk Maarif Vekillerinden (Milli Eğitim Bakanı) Necati Konya’ya gelmiş ve Latin harflerinin üstünlüğünü(!) anlatmak üzere bir konferans düzenlemişti. Şehrin her tarafına yapıştırılan ilanlarda:“Eski Harflerle Birlikte Kur’an’ı da Tarihe Gömdük” yazıyor ve konferansın ertesi gün saat 10′da verileceği belirtiliyordu.

Çağımızın biyolojik silahı buğday

Fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş'a göre pek çok hastalığın sorumlusu genetiği değiştirilmiş buğday. "Tam tahıllı ürünleri hayatınızdan çıkartırsanız bir senede yepyeni bir bedene kavuşursunuz" diyen Aktaş uyarıyor: Eğer hemen önlem alınmazsa 30 sene sonra bebeklere altın yerine insülin kalemi takılacak

- Niye buğday yememeliyiz?

Nitelikli ve niteliksiz insanlar

İki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya atmış şöyle ki ;
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
· Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimin-dedir.
· Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

Kavak Ağacı ile Kabak

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.

Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:

-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.

Bu 5 lira siradan bir 5lira degil

BELKI EDERI BES LIRA AMA DEGERI PAHA BICILEMEZ!

Gecenin bir vakti Kadikoy Rihtimdan Uskudara gitmek icin 12A otobusunun nerden kalktigini sormak icin yoldan birini cevirdim. Saat 12ye ceyrek vardi. "12A ya nerden binebilirim" diye sordum.

24-25 yaslarinda bi gencti kendisi. Dis gorunusunden de cekindim acikcasi sorarken bu soruyu. Bana "Uskudara mi gidiceksin bu saatte otobuse binme saat cok gec oldu belki kalkmistir bile paran var mi" dedi.

Sadece CV kabartma.. Kendini geliştir!

4 yıl üniversite okumuş bir genç. 2 yıl da yüksek lisans yapmış. “Neden yüksek lisans?” diye soruyorsun. “Cila olsun diye” cevabını veriyor. !!
Bilinçsizce, amaçsızca, alelacele…

Sonra iş başvurularına gitmeye başlamış. CV’ye bakıyorsun, diğerlerinden hiçbir farkı yok, sadece isim farklı.